Çocuklar kendi duygularını yetişkinler gibi ifade edemez ve yaşadıkları olaylar hakkında konuşamazlar. Ancak oyun oynayarak kendilerini ve tecrübelerini ifade edebilirler. Davranışlarını etkileyen kızgınlıklarını, korkularını, üzüntülerini, endişelerini, çaresizliklerini, hayal kırıklıklarını oynayarak dışa vurur ve deneyimlerini oynayarak anlatırlar. Bu anlamda oyun terapisi, oyuncakları kullanarak konuşmanın ve yardıma ulaşmanın en kolay yolu haline gelir.
Oyun terapisi, çocukların bilişsel ve sosyal becerilerini, duygu ve düşüncelerini oyun ile ortaya koymalarını amaçlar. Oyun terapisinin faydalı olabileceği problemler arasında travmalar, ayrılık anksiyetesi, uyku, yeme ve tuvalet problemleri, korku ve kaygılar, kardeş kıskançlığı, okul problemleri, düşük öz-benlik saygısı ve içe kapanıklık bulunmaktadır. Genellikle 2-11 yaş aralığındaki tüm çocuklar sözel kapasitelerine bakılmaksızın oyun terapisinden faydalanabilirler. Terapi sürecinin sonunda çocukların yaşadıkları duygusal sıkıntıları gidermeleri ve sağlıklı gelişimlerine ulaşmaları hedeflenir.
Primum non Noncere! “Önce zarar verme!” -Hipokrat